-
1 ayrı olarak
adv. apart, separately* * *separately -
2 ayrı olarak
individually -
3 ayrı olarak düşünmek
v. dissociate -
4 den ayrı olarak
independently of -
5 her biri ayrı olarak
adv. respectively -
6 ayrı
I adj1) getrennt, auseinander\ayrı düşmek auseinandergehenbu \ayrı mı yazılır? schreibt man das getrennt?2) ( başka) andere(r, s)bu \ayrı bir konu das ist ein anderes Thema( birinden) \ayrı görüşte olmak anderer Meinung (als jd) sein, anders (als jd) gesinnt sein3) \ayrı seçi yapmak unterscheiden ( arasında zwischen)II adv einzeln, separat\ayrı yaşamak getrennt leben -
7 ayrı
ayrı getrennt, isoliert; Einzel-; Sonder-; verschieden; selbstständig (Organisation);ayrı ayrı adv getrennt; einzeln, im Einzelnen;ayrı gayrı bilmemek alles gemeinsam tun usw;bu, ayrı bir konu das ist eine andere Frage;-den ayrı olarak über (A) … hinaus;–den ayrı tutmak gesondert behandeln von, unterscheiden von -
8 ayrı basım
1. مستخرج [مُسْتَخْرَج]Anlamı: genellikle bir dergide yayımlanmış bilimsel bir yazının ayrı bir broşür olarak basımı2. مستنبط [مُسْتَنْبَط]Anlamı: genellikle bir dergide yayımlanmış bilimsel bir yazının ayrı bir broşür olarak basımı -
9 изолированно
-
10 separately
ayrı olarak -
11 separately
ayri ayri, baska baska, baglantisiz olarak, ayri olarak -
12 особняком
дом стои́т особняко́м — ev ayrı duruyor
-
13 отдельно
отде́льно стоя́щее де́рево — ayrı duran ağaç
э́тот вопро́с рассмо́трим отде́льно — bu sorunu ayrıca ele alacağız
-
14 individually
ayri olarak, teker teker -
15 bahşiş
1. إمداد [إِمْداد]2. بخشيش [بَخْشِيش]3. جدوى [جَدْوَى]4. خدمة [خِدْمَة]5. رفد [رِفْد]6. صلة [صِلَة]7. عطا [عَطًا]8. عطاء [عَطَاء]9. عطية [عَطِيَّة]10. مدد [مَدَد]11. مساعدة [مُسَاعَدَة]12. مساندة [مُسَانَدَة]13. معاونة [مُعَاوَنَة]14. معونة [مَعُونَة]15. منح [مَنْح]16. منحة [مِنْحَة]17. نائل [نائِل]18. نافلة [نافِلَة]19. نعماء [نَعْماء]20. نفل [نَفَل]21. نوال [نَوَال]22. هبة [هِبَة] -
16 anlık
1. تعرف [تَعَرُّف]Anlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt2. شعور [شُعُور]Anlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt3. فهم [فَهْم]Anlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt4. وعي [وَعْي]Anlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt5. علم [عِلْم]Anlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt -
17 lâkap
1. كنية [كُنْيَة]2. كنية [كِنْيَة]3. لقب [لَقَب]4. نبز [نَبْز] -
18 separately
adv. ayrı ayrı, ayrı olarak, tek başına* * *ayrı olarak* * *[-rət-]adverb (in a separate way; not together.) ayrı olarak -
19 respectively
adv. sırasıyla, ayrı ayrı, her biri ayrı olarak* * *sırasıyla* * *[-tiv-]adverb (referring to each person or thing mentioned, in the order in which they are mentioned: Peter, James and John were first, second and third, respectively.) söz edildikleri sırayla, her biri ayrı ayrı olarak -
20 extra
extra ['ɛkstra]1) ( zusätzlich) ekstra, fazladan;eine \extra Belohnung ekstra bir ödül2) ( gesondert) ayrı;auf einem \extra Blatt ayrı bir kâğıttaII adv1) ( gesondert) özel olarak, ayrıca, ayrı olarak2) ( zusätzlich) ekstra, ayrıca3) ( eigens) mahsus;das hast du \extra gemacht ( fam) bunu mahsus yaptın
См. также в других словарях:
ayrı ayrı — sf. 1) Birbirinden ayrı olan, değişik Ayrı ayrı işleri var. 2) zf. Her biri ayrı olarak Yemeklerin tadına ayrı ayrı baktı. 3) zf. Her biri için Çocuklara ayrı ayrı armağanlar aldım … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrı basım — is. Genellikle bir dergide yayımlanmış bilimsel bir yazının ayrı bir broşür olarak basımı Bir formalık ayrı basımlar eser diye gösterilmezse, korkarım pek çoğumuzun eser listeleri hayli fakir kalırdı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUNFASILAN — Ayrı ayrı olarak. Ayrılmış olarak. Munfasıl tarzda … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ayrıca — zf. 1) Ayrı olarak, başkaca Devlet konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler. Anayasa 2) Ayrı bir önem verilerek Bu bitki oralarda ayrıca yetiştirilir. 3) Bundan başka … Çağatay Osmanlı Sözlük
genel coğrafya — is. Yeryüzünün her türlü coğrafya olayını ayrı ayrı olarak araştıran, doğuşunu, işleyişini, yayılışını inceleyen coğrafya bilimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bireyselleştirmek — i Bir şeyi ayrı olarak, bireysel olarak göz önüne almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlık — sf., ğı 1) Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? T. Buğra 2) is., ruh b. Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, usa vurma,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
argo — is., Fr. argot 1) Kullanılan ortak dilden ayrı olarak aynı meslek veya topluluktaki insanların kullandığı özel dil veya söz dağarcığı, jargon 2) Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bahşiş — is., Far. baḫşiş Yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para Paltosunu ve şapkasını giydikten sonra garsona para ve bahşiş verdi. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bahşiş (veya beleş) atın dişine bakılmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
duble — is., Fr. doublé 1) Belirli miktarın veya büyüklüğün iki katı İçi öyle yanıyordu ki elinde olmadan buğulu bira dubleleri, bardak çatlatan nar şerbetleri kuruyor. A. İlhan 2) Giysilerin iç bölümüne geçirilip kumaşla birlikte dikilen astar veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşünme — is. 1) Düşünmek durumu, tefekkür 2) fel. Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu 3) fel. Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisi Birleşik Sözler düşünme … Çağatay Osmanlı Sözlük